Günümüzde internetin bizlere sağladığı kolaylıklardan biri de aradığımız sitelerin çok çabuk bir şekilde önümüze gelmesidir. Peki bu nasıl olmaktadır sorusunun cevabına bakacak olursak; İnternette arama yaptığımızda bize kolay gelen site isimlerini yazar ve öylece aranmasını isteriz. Fakat internet sunucuları bizim mantığımızla hareket etmezler. Çünkü onlar site aramalarında bu isimlerin sunucuya bağlandığı protokol numaraları ile Dns ayarlarından faydalanırlar. Yani internet arama yaparken isim üzerinden değil de matematik rakamlarından oluşmuş çok uzun bağlantı numaralarından giderek siteye ulaşır.
İşte bu durum geçmişten gelen bir düzenlemeyle birlikte bu halini almıştır. 1974’lü yıllarda ilk defa internet siteleri tek IP numarası verilerek ufak bir sunucuya depo edilmiş ve öylece sorunsuz kullanılıyordu. Bu tarihten sonra hızla ilerleyen internet alanında yeni açılan sitelerin adreslerini taşıyamayan ve kendini güncellemek zorunda kalan bu sunucu 1984 yılında kendini revize ederek sitelere domain verilmesi ve bu sayede birden çok IP numarası olan site alanlarının çok daha seri bulunması için birden çok sunucuya geçmiştir. İnternet sektöründe yapılan bu ayarlama ile insanlara sunulan herhangi bir sitenin aranmasında gidilecek yol sadece isim olurken sunucu için aynı durum söz konusu olmaz. Yani arama motoruna siz bir site ismi yazdığınızda işlemci hemen kayıtlı domainlerden tarama yaparak ilk olarak protokol numarasına ve IP adresine ulaşır ki bu numaraların insanların aklında kalması çok zor olacağı için öncelikle sunuculara kayıt yapılırken sitelere kolay anlaşılacak ve bulunması çok daha basit isimler oluşturulmuştur. Sonuçta internet sunucuları da bu sitelere ulaşmak ve aranan bilgileri anında bize sunmak için kendilerinde kayıtlı olan bu sitelere Dns ve protokol numaralarından yola çıkarak ulaşıyor.